Bir ailenin yaşamı, hiç de masum olmayan o “baloncuk” sözcüğü ile alaşağı olurken endişe ve umut arasında geçen zamanın içinde, bir yerlerde yeniden başlamayı öğretiyor. Kendi sınırlarından emin, ailesine koşulsuz bir sevgiyle bağlı Zeynep’in hikâyesinde, cesaretin ve asla vazgeçmeyişin arasına daha fazlası olamaz, sanılan korkular giriyor. “Beklemenin cehennem olduğunu bilenler, bir yandan da zaman her şeyin ilacı diyorlardı. Bu nasıl bir ironiydi peki? İnsan neden kendisine dürüst olamıyordu ya da ne zaman yeterince dürüst kalamıyordu? Boşluğa bırakılan milyonlarca cevapsız soru, aldığınız her bir tokat darbesi oluyordu. Sizi bir yandan sarsıyor ama asla tam anlamıyla da kendinize getirmiyordu. Siyahı siyah mı yok edecekti?” Bir Baloncuk Patladı – Ne-densiz Soru(n)lar, hayatının baharında yeni sorular sormayı öğrenen ve aldığı yanıtlarla yaşamını yeniden şekillendiren Zeynep’in ve her şeye rağmen umudu canlı tutmanın yolunu el yordamıyla keşfetmenin duygu yüklü anlatısı. Başına gelenler ve altından kalkmanın pek de kolay olmadığı günler, geceler arasında birbirine hiç benzemeyen suretlerde aşkı keşfederken büyümenin de bambaşka bir halini deneyimliyor.
“Deniz fenerleri olmasaydı, gemiler bir gözün göremeyeceği bu karanlık sulara nasıl çıkacaktı? Bu yüzden deniz fenerlerinin insanı rahatlatan bir yanı oluyordu. Bunun yanında insanın içindeki kandili yakmak, denizleri aydınlatmak kadar kolay olmuyordu. Poyraz da ben de belki çok karanlık sularda çok gemilere ışık olmuştuk ama ışığımız bir tek kendi içimizdeki kandilleri yakmaya yetmemişti.”
Sayfalar arasında ivmesi bir an düşmeyen, birbirinden derin sorular soran Bir Baloncuk Patladı – Ne-densiz Soru(n)lar okurun da yaşamın farklı bir yüzüne, hiç bakmadığı gözlerle bakmasını sağlayacak.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.