‘’Kelimelerle tanıştığım gün başladı edebiyata tutkunluğum. Önce kelimelerden cümleler kurmayı öğrendim sonra kalem olup kâğıda dökülmeyi… Böyle başladı sihirli dünyada yolculuğum. Şimdi en büyük sebebim yazmak. Yazdıkça çoğalıyor hayallerim ve yazdıkça azalıyor acılarım…’’
İlk kitabım ‘’Kibele’nin Güncesi’’ nden böyle seslenmiştim sizlere. Yazmak tutkulu bir hobi, hatta bazen tutkulu bir iş haline dönüşünce ‘’MAŞUK’’ olup sizlerle buluştu. Tokat’ın Zile ilçesinde doğup, büyürken o küçük dünyamın bu kadar renkleneceğini, bir gün bir yazar olacağımı düşünmüş müydüm derseniz hayır aslında. Ama yazmak nasıl bir duygu; ‘’ Bir küçük yazma sevdası düştü yüreğime… O gün bu gündür aklımın içinde dolaşır tüm insanlar… Usulca fısıldar kulağıma benim öykümü de anlat diye… ‘’ derim.
Henüz yolun çok başındayım. ‘’Kibele’nin Güncesi’’ adlı öykü kitabım ve ‘’Maşuk’’ adlı romanım var. ‘’Mutsuz Ruhlar Ülkesi’’ adlı romanım Ekim ayı itibariyle okuyucusuyla artık buluştu. ‘’Maşuk2 – Sakura Zamanı’’ ise Mayıs ayı itibariyle okuyucuyla buluşmak için gün sayıyor. İnsanları anlatmayı, onların iç dünyalarını yansıtmayı seviyorum. Yeryüzünde hiçbir şeyin insan yaşamında tesadüfen bulunmadığına, insanları kemale erdirmek için kaderlerinde önlerine çıktığına, isyan etmek yerine şükretmek ve dersini almak gerektiğine inanıyorum. Bana göre insanların hayatı, kendilerine göre ne kadar renksiz gözükürse gözüksün hiç kimsenin hikâyesi birbirine benzemediği için eşsizdir. Ve tam da bu yüzden anlatılacak daha çok hikâye var…