Merhaba…
Okumaya başlayacağın bu satırlarla tanışacağız seninle. Sonunda seninle tanışmış olmaktan çok mutluyum, çok da umutlu. Zamanın hangi diliminde ve dünyanın neresinde doğduğumuzun bir önemi yok; hepimiz bir bütünün farklı parçalarıyız nasılsa. Bence birbirimizle ilgili asıl bilmemiz gereken şey “kimlik” bilgilerimizden çok öte.
Kendimle ettiğim büyük kavgalar sonunda, rotamın yanlış olduğu konusunda karar verdim. ‘Bu rota yanlış, bir durup bakayım.’ dediğim anda tüm hikâye değişti. Biz hep yeni bir başlangıç lafını, geride kalanı silip süpürerek, bir güzel dip köşe temizleyerek olacağını zannederiz ya. Aslında değilmiş! Hayat hep olduğu haliyle akıyor, sen sadece birazcık dümeni kırıyormuşsun. Ne büyük hayal kırıklığı! Benim dümen de birazcık kıvrıldı, birazcık yön değiştirdi ve ben mevcutta tek tutunduğum dal sandığım işimi bırakıp kadın hikâyelerinin peşine düştüm. Eşim blogumu kurdu; içim nasıl kıpır kıpır. Her yeni hikâyede adeta yeniden doğuyorum, sanırsın dünyayı kurtarıyorum. Meğer bu, benim sandığımdan çok öte bir şeymiş. Bu hikâyeleri anlatmaya başlamak; bana ne çok şey kattı, benim hangi kapılarımı çaldı ve kapıların ardında ne vardı, bir bilsen… Masanın öteki sandalyesinde oturan her kadından başka bir şey öğrendim, her hayatın başka bir yerinden ilham aldım, her hikâyenin başka bir cümlesini başucuma bıraktım.
Güzel şeylere vesile olsun bu tanışma…
Sevgilerimle…